en | tr
1903 - İlk Resmi Motorlu Uçuş
1899'dan beri, Wilbur ve Orville Wright uçuş kavramlarıyla ilgili bilimsel olarak deney yapıyordu.

Smithsonian’lardan Samuel Langley’in deneyleri basın tarafından izleniyor ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından mali olarak destekleniyorken, Wright Kardeşlerin çalışmaları ise daha sessiz ve bilinmezlik içeresinde devam ediyordu. Langley, yine de kendisinden öncekilerde olduğu gibi, motorlu uçuşu gerçekleştiremedi. Teorik olarak, makinalarını kararlı bir şekilde havada tutacak olan gücün yukarıya yolladıkları şanssız insanın fiziksel gücünde olduğunu düşünüyor ve en iyisini umuyorlardı. Uçuş sorunlarının yerde çözülemeyeceğini, icat ettikleri makinaları ancak insanların uçurmak zorunda olduğunu görebilen vizyon ve deha ise Wright Kardeşlere aitti. Wilbur’un deyimiyle: “ Motorsuz uçmak mümkündür fakat bilgi ve yetenek olmadan bunu gerçekleştirmek mümkün değildir.” Big Kill Devil tepesinden binlerce süzülme denemesi ile Wright Kardeşler kendilerini ilk gerçek pilot yapmışlardı. Bu uçuş becerileri buluşlarını tamamlayan önemli bir bileşendi. Wright Kardeşler daha motorlu uçuşu denemeden atmosferin ustası olmuşlardı.

 

 

1893 yılında Samuel Langley bir yüzerevi (houseboat) test ediyor.

USAF

 

Kuzey Carolina'nın Outer Bank üzerindeki süzülüş denemeleri, bazen sinir bozucu olmasına rağmen onlara keşiflerini tamamlayacak parçaları bulmasında yardımcı olmuştu. Bu deneyler sayesinde, sönümsüz kaldırma kuvveti sorununu çözmüşler ve daha da önemlisi, uçağı havada kontrol edebilmişlerdi. Wright Kardeşler şimdi uçmak için hazır olduklarını düşünüyorlardı. Fakat önce uçaklarına güç sağlamaları gerekiyordu. Benzinli motor teknolojisi henüz yeni uçaklarda kullanılmayı mümkün kılacak şekilde gelişmişti. Uçaklarına uygun ve hafif olacak şekilde ticari motor bulamadıkları için kendi motorlarını kendileri tasarladılar. Yaptıkları motor, Samuel Langley’in motorundan daha ilkel ve daha az güçlüydü ancak Wright Kardeşler verimli kaldırma yüzeyleri ve pervaneler ile nispeten daha az bir gücün yeterli olabileceğini anlamışlardı. Hâlbuki böyle pervaneleri mevcut değildi. Bunun için yetersiz olan bulgular, deniz pervanesi teorisi yardımıyla türetilebilirdi. Fakat kendi hava tüneli bulgularını kullanarak, en orijinal ve tamamen bilimsel başarılarından biri olan ilk verimli uçak pervanesini tasarladılar.

 

Wright kardeşlerin 1903’te ki uçaklarına ait motorun 1928’de yeniden üretilmesi.

Kongre Kütüphanesi; Baskılar ve Fotoğraflar Bölümü; LC-W86- 58

 

Kill Devil Hills'teki kamplarına dönerek,  motoru yaklaşık 12.50 metre (40 feet) uzunluğunda, 275 kg (605 pounds)ağırlığa sahip, çift kuyruklu ve irtifa dümenli uçaklarına monte ettiler. Motor zincirle bağlı iki itici pervaneyi çalıştırdı, bunlardan biri uçuş esnasında olabilecek burulma eğilimine karşı koymak için zıt yönde dönüşü sağlamak amacıyla çapraz bağlanmıştı. Çalışmakta direnen motorları ve arızalı pervane mili onları yavaşlattı ta ki 14 Aralık’ta hazır olmalarına kadar. Kimin ilk uçacağına karar vermek için Wright kardeşler yazı tura attı. Wilbur kazanmıştı fakat ilk uçurma şansını fırlatma rayından ayrıldıktan hemen sonra irtifa dümenini aşırı şiddette yönlendirmesi ile kaybetti.  Daha sonra uçuran kardeş, dik bir şekilde tırmandı, durdu ve kuma gömüldü. İlk uçuş onarımın tamamlanmasını bekleyecekti.

 

17 Aralık 1903

Üç gün sonra, ikinci girişim için hazırdılar. Saatte 43 km olan rüzgâr hoşnut olmaları için fazlasıyla iyiydi. Çünkü tahmini seyir hızları sadece 48-55 km/saat civarındaydı. Yakınlarında olan can kurtarma istasyonundaki gönüllülere tekrar denemek üzere olduklarını bir levha ile işaret ettiler. Bu kez Orville’nin sırasıydı.

 

Wilbur'un tecrübesini hatırlayarak uçağa yerleşti ve kontrol kumandalarını test etti. Levye ile yatay dümeni hareket ettirerek tırmanış ve iniş hareketini kontrol etti. Kalçalarını kullanarak salladığı kızak ile kanatları ve uçağı döndürmede etkili olan dikey kuyrukları kontrol etti. Başka bir kol ile gaz akışı ve hız kaydediciyi kontrol etti. Kontroller basit ve azdı, ancak Orville yeni ve daha hafif uçağın üstesinden gelmenin tüm ustalık becerilerini kullanması gerektirdiğini biliyordu.  

 

 

 

Orville kalkışta, Wilbur arkasında koşarken, 17 Aralık 1903.

NPS

 

Saat 10.35’de frenleme telini bıraktı. Wilbur kanatları sabitleyince, Orville fırlatma rayından harekete geçti. Orville yerle bağlantısını kestiği anda, can kurtama istasyonunda bulunan John Daniels önceden ayarladığı kamerası ile Wibur’un havalanmış uçağın arkasından koştuğu o tarihi fotoğraf karesini çekti.  Orville’nin, kumandaların dengesini aşırı derecede kaybetmesi ile birlikte uçak yine başa çıkması zor hal almış, aşağı ve yukarı doğru yalpalıyordu. Fakat Orville demiryolundan yaklaşık 36,5 metre (120 feet) uzaklıkta bulunan kuma çarpana kadar onu havada tutabilmişti. 43 km/saat'lik rüzgâra, 10km/saat’lik yer hızı eklenince, toplam ulaştıkları hız yaklaşık 55 km/sa olmuştu. Wright Kardeşler o gün sırayla üç kez daha uçarak kontrollerin işleyişini daha iyi kavradılar ve her uçuşta kat ettikleri mesafeyi arttırdılar. Wilbur'un ikinci uçuşu - günün dördüncü ve sonuncu - 59 saniyede 852 feet etkileyiciydi. Günün dördüncü ve son olan, Wilbur’un ise 59 saniyede yaklaşık 300 metre (852 feet) yol aldığı 2. uçuşu oldukça etkileyiciydi.

 

Bu yaşadıkları, başkalarının başardıkları güçlü atlayış ve süzülmelerin çok üstünde, gerçek bir şeydi. Wright Kardeşlerin makineleri uçmuştu. Ancak uçağın son uçuşunda yakalandığı ani bir rüzgâr, onu ters çevirmiş ve uçağa kolayca tamir edilemeyecek bir zarar vermişti. Yani tekrar uçamayacaktı. Uçuş sezonunun bitmesiyle birlikte, Wright Kardeşler çığır aşan başarılarından ziyade babalarına en mütevazı sayılarla durumu anlattıkları bir telgraf çektiler. 

 

×

Bilgi